Hayat, her sabah önüne koyduğu yeni savaşıyla seni yoklamaya gelir. Sade ama net bir döngü: ya oyunun içinde ipleri eline alırsın ya da diğerlerinin attığı adımları izlersin. Belki bir yerde okudun, belki biri kulağına fısıldadı: ‘Tek başına olmak risklidir.’ Doğru. Ama asıl risk, sürünün içinde kaybolmak. Bugün sana anlatacağım şey ne kas gösterisi, ne güç patlaması. Konumuz: zekâ.
Zeki adam; kitlesini yönetmez, oyunu kurgular.
Sosyal medya bakıyorsun, herkes bağırıyor. Herkesin bir fikri, bir pozu, bir iddiası var. Ama gerçek hayatta sessizler ayakta kalıyor. Çünkü zekâ, şovu sevmez. Sonucu sever.
Bir ortamda konuşan çok adam vardır. Ama hangi soruya, hangi anda cevap verilirse oyunun döndüğü yer orasıdır. Zeki adam orada susar, gözetler, zamanı geldiğinde taşını koyar.
Erkeklik sadece itaat etmek, sadece mücadele ederek öne çıkmak değildir. Maskülenliğin altın çağı geçti; bugün oyun sokağında hayatta kalan adam, hesabını bilen adamdır.
Peki zekâ nedir? Akademik diploma mı? IQ testi mi? Hayır. Zekâ; kendini tanımak, çevreni okumak, ne zaman hamle yapacağını bilmektir. Hangi ortamda yırtıcı, hangi ortamda gözlemci olacağını çözmektir.
Günümüzün popüler maskülenlik tanımları seni ‘hep dik dur’ diye şartlar. Bazen esas duruş, gerektiğinde geri çekilmektir. Geçici kayıplar yerine uzun vadeli oyun kazanmak zekâ gerektirir. Bunu kabullenmek ise cesaret ister. Başka adamlar, bir kadının peşinde on tur döner. Zeki adam, bir bakışla çekilir; çünkü oyunun bir başka sayfasında çok daha fazlası onu bekler.
Dünyada parlayan her yıldız bir gün söner. Şirketler, işler, ilişkiler… Her şey değişir. Ama zekânı doğru kullanırsan, oyunda hep bir adım önde olursun. Kural bu kadar basit: Duygularına rehin olma, şova değil, sonuca oyna.
Erkeğin zekâsı, öfkesini kontrol ettiği yerde başlar. Kadınlar bağıran, tepkisel adamı karizmatik bulmaz; sabreden, ustaca geri çekilen erkeği merak eder. Para kazanırken bile… herkes risk alıyor; zeki adam ise fırsatı kokluyor.
Zekânı yükseltmek için ne yapmalı?
– Dinle. Çok konuşma, kritik anda müdahale et.
– Okuduğundan, izlediğinden bir adım ötesini düşün.
– Sosyal medyada kavga etme, gerçek hayatta strateji kur.
– İşine yatırım yap ama sınırlarını bil.
Hayatın oyununda başrol değilsen, figüransın. Ve kimse figüranları hatırlamaz. Kendini yüceltmek için şov yapma, sessiz şekilde yüksel. En büyük gücün; soğukkanlılığın ve stratejin olsun.
Bugün kendine şunu sor: ‘Bu hayatın iplerini gerçekten ben mi tutuyorum, yoksa başkalarının senaryosunda rol mü alıyorum?’
Cevabın neyse, harekete geçme sırası şimdi sende.
