Yeni Nesil Erkekler Neden Anlamsız Hissediyor? – Modern Dünyada Adamlığı Yeniden Tanımlamak

Sabah uyanıyorsun, hayat rutin: cep telefonuna bak, birkaç bildirim, işe hazırlan, yolda sosyal medya… Yine birileri başarılı, yine hızlı arabalar, yine kaslı vücutlar, yine ultra kadınlar. İçinde, görünmeyen bir eksiklik; o tuhaf anlamsızlık hissi. Sanki her şey var ama hiçbir şey yok. Aslında yalnız değilsin: Modern erkekliğin en büyük sancısı bu.

Bize yıllarca anlatılan ‘güçlü adam’ olmak için daha fazla çalışmak, daha fazla para kazanmak, daha iyi görünmek gerekiyordu. Her şey dışarıdan bakınca değerliydi. Ama kimse, kendi içinde güçlü kalan adamın neye benzediğini anlatmadı.

Sana sabah koşusu ya da bir protein shake tarifi vermeyeceğim. Gerçekten konuşacağız. Erkek olmak eskiden basitti: sorumluluk al, koru, sakla, dayan… Şimdi öyle mi? Toplum kadınların yanında güçlü ol diyor; başka bir gün duygularını göster, hassas ol diyor. Sert olursan kırıcı, yumuşak olursan ezik; kendi yolunu bulmadan başkalarının tarifini oynuyorsun. İşte anlamsızlık burada başlıyor.

Dünya değişti, ama erkeklerin iç çatışması değişmedi. Ne Instagram kasları ne de LinkedIn statüleri; adamı adam yapan her zaman bir iç disiplin, kendini inşa etme beceresiydi. Şimdi bu beceri yok olmaya başladı. Peki niye? Çünkü adam, kendini geliştirmek yerine başkası gibi olmaya çalışıyor. Herkesin hayatı göz önünde, herkesin hayatı filtreli. Yeterince kaslı değilim, yeterince para kazanmıyorum, yeterince ilgi görmüyorum. Bahane üretmek kolay ama gerçekle yüzleşmek zordur.

Psikologlar, erkeklerin yeni çağda daha çok depresyon yaşadığını söylüyor. Sebep ne? Çünkü kimse sahici olmayı öğretmiyor. Maskülenlik, toplumsal baskı ve sahte başarı yarışında kaybolmak kolay. Asıl zor olan, kendi içindeki karanlığa bakmak, orada ne eksikse dürüstçe görmek… Şimdi sormak lazım: Senin eksikliğin gerçekten kas mı, kadın mı, para mı? Yoksa içindeki ‘adam’ tohumunu diri tutamamış olman mı?

Sosyal medya üzerinden yayılan sahte ‘maskülenlik’ mesajlarına uyma. Her kaslı adam güçlü, her çok kazanan adam huzurlu değil. Adamlığın özü, kendine sahip çıkmak. Sınır çizebilmek, doğru bildiği yoldan şaşmamak, gerektiğinde yalnız kalmayı göze alabilmek…

İlişkiler desen, herkes başka yerde, herkesin aklı karışık. Kadınlar neden maskülen erkekleri ister? Çünkü hayatta rehbere, sağlam adama ihtiyaç duyarlar. Ama rehber dediğin adam, sadece kasla değil, akılla, sabırla, netlikle fark yaratır. Bugün ayakta kalan, laf kalabalığı yapmayan; kararlılıkla yürüyen adamdır.

Her gün önüne konan ‘başarı’ hikâyesine kanma. Adamlık, başkasının onayını almak değildir. Adamlık, kendi gözünde dik durmaktır. Senin vicdanın seni onaylamıyorsa, hiçbir kadın da, hiçbir para da seni adam yapmaz.

Hayatın yükü ağır olabilir. Ama bak kardeşim; mesele yükün ağırlığı değil, senin o yükü nasıl sırtladığın. Kolay pes etmeyen, taviz vermeyen, gündeme göre şekil değiştirmeyen adam olursan, hangi dönemde yaşadığının bir önemi kalmaz.

Sonuç: Modern dünya, maskülenliği yanlış anlatıyor. Adam merkezinde, sakin ve net kalan adam, bugünün karmaşasında öne çıkar. O yüzden başkası gibi olmaya çalışma. Kendi hikâyeni yaz. Herkes gibi yaşamaya çalışırsan, sonunda herkes gibi anlamsız hissedersin.

Bugün sor kendine: ‘Başkalarının hayatını mı yaşıyorum, acaba kendi hayatımı mı inşa ediyorum?’

Yanıt neyse, adamlığın tarifi de orada başlar. Gerçek gücü bulmak için, önce kendini dürüstçe görmen gerekir.

Unutma: Adam gibi yaşamak lüks değil, zorunluluktur. Kalk ve hayatını sahiplen.

En Önemli Haberlerden Haberdar Olun

"Abone Ol" butonuna tıklayarak, Gizlilik Politikamızı ve Kullanım Şartlarımızı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylamış olursunuz.
Yorum Ekle Yorum Ekle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Post

Erkeklikten Kaçış: Modern Dünyada Doğrunun ve Gücün Peşinden Gitmek

Next Post

Erkek Adam Neden Bahanelere Sığınmaz? – Gücünü Seçimlerinden Alan Hayat