Bahaneler… Erkek dünyası bunlarla dolu. Maddi imkanım yok, zamanım yok, çevrem yok, destek yok… Her şey eksik, şartlar hep zor. Ama kardeşim, gerçek şu: Her erkek bahane bulur. Ama adam olan, bahanelerden sıyrılıp kendi yolunun patronu olur. Sana açık konuşayım: Bahaneler seni bir yere götürmez. Onlar sadece başlamamanı, denememeni, mücadele etmemeni meşrulaştırır. Açık söyleyeyim mi? Senin nasıl bir ortamda büyüdüğünün, ailenin ne iş yaptığına, paranın pulun olduğuna bakan yok. Hayat, kendi sınırlarını kendi koyan adamı yazar. Cam tavan denilen şey, çoğu zaman senin kafanda. Fırsatın yok mu? Olsun, zamanını yaratacaksın. Paran az mı? Kısıtlı kaynaklarla en iyisini yapmanın yolunu arayacaksın. Ailen, çevren seni anlamıyor mu? Kim isterse yanında dursun kardeşim, çıkıp kendi ismini senden önce kimse parlatmaz.
Şimdi dürüst olalım. İşte, sporda, ilişkide ya da kendi gelişiminde… Bahane üreten adamın tek derdi, sorumluluktan kaçmak. Oysa maskülen duruş, önce sorumluluğu göğüslemektir. Kimse sana şefkatli bir omuz, sonsuz bir destek vermek durumda değil. Herkes kendi savaşında. Mesele, o savaşı kaçak oynamak mı, yoksa kolları sıvayıp göğüslemek mi, sen karar vereceksin.
Modern yaşam, erkeğe yüzlerce kaçış noktası sundu. Her köşede yeni bir bahane, yeni bir tarafına yaslanabileceğin günah keçisi var. İş bulamadın mı? Sistem kötü! Kas yapamıyor musun? Genetik! İlişkilerin mi zor? Kadınlar değişti! Hep bir dış güç, bir dış engel… Peki, kaç kişi gerçekten dürüstçe “Ben denemedim, yeterince istemedim, başlamak için adım atmadım!” diyebiliyor? Cevap: neredeyse hiç kimse.
Adam gibi yaşamak; işte tam bu noktada başlıyor. Çıplak gerçeklerle yüzleşmekten korkmadan, bahaneleri bir kenara bırakıp aynada gözünün içine bakabilmek… Korkuyorsan kork, çekiniyorsan çekin, elinde ne yoksa açıkça kabul et. Ama asla kurban psikolojisine saplanma. Çünkü o an, maskülen ışığın gölgede kalır. Yataktan kalkmaya üşendiğinde, spor rutinini aksattığında, yeni bir beceri öğrenmek yerine ekrana gömüldüğünde… O boşluklar, gelecekte pişmanlık olarak karşına çıkacak. Hayat ‘keşke’ ile ilerlemez. ‘Keşke’ diyen adam, kendi iradesini başkasına teslim etmiştir.
Sana bir örnek vereyim: Bugün sosyal medyada gördüğün, “başarmış” dediğin adamların yarısı, senden daha dezavantajlıydı. Ama bir noktada, bahane üretenlerle yolunu ayırdılar. Kendilerine acımayı, çevreyi suçlamayı bıraktılar; karşılarına çıkan engelleri hep “benim sınavım” diye gördüler. Ve şunu sakın unutma: Gerçek başarı, zaferin tadını bir başına çıkarabilmektir. Kimseye kahramanlığını ispat etmek zorunda değilsin ama kendine dürüst olmak zorundasın.
Bahaneleri kırmak için süper kahraman olman gerekmiyor. Bugünden başla: Sabah erken kalk, boş vaktini azalt, bedenine yatırım yap, yeni bir dil öğren, işine odaklan, para biriktir, insanlara faydanı artır. Tembellik yerine eylemi, sızlanmak yerine hareketi seç. Ve ne zaman aklına “Ama” ile başlayan bir cümle gelse, kendini durdur. Bahane bulma, yol bul.
Kabul et: Hayat bazen adil değil. Asla da olmayacak. Haddinden fazlasını isteyeni, rahat çıkaranını, hep başkası düzeltsin diyen adamı sevmez bu dünya. Takılma geçmişine, içinde bulunduğun şartlara. Bunların hepsi ham maddedir. Asıl mesele, o ham maddeden ne çıkarabildiğindir. Gücün, sahip olduklarından değil; eksiklerine rağmen neleri yapabildiğinden belli olur.
Erkek adam bahanelerin arkasına saklanmaz. Şartlar zor diyorsan, daha sıkı çalışırsın. Kimse destek olmuyor diyorsan, önce kendi sırtını sıvazlamayı öğrenirsin. Beklemeye, şikayet etmeye, yakınmaya vaktin yok. Erkek olmak; bazen tek başına yürümek, bazen sessizce acını içine gömmek, bazen de en büyük yenilgiden bile bir ders çıkarabilmektir. Kimse seni anlamasa bile, sen kendini anlamak zorundasın.
Sonuç olarak; bugün hangi bahanelere sığınıyorsan, o bahanelerle yarınını gömdüğünü bil. Ve unutma, erkek adam en büyük sınavını kendiyle verir. İster oturup mızmızlanırsın, ister yumruğu masaya vurur, “Bu benim hayatım, ben yön vereceğim!” dersin. Seçim senin. Son sözüm: Bugün sorumluluktan kaçan adam, yarınına asla hükmedemez. Kalk, silkelen, yoluna sahip çık!