Bugün sana net bir soru soruyorum: Hayatta istediklerine ulaşmak için en çok hangisine ihtiyacın var? Disiplin mi, yoksa bazılarının ağzından düşürmediği ‘ilham’ mı?
Şunu açık söyleyeyim: İlham bekleyen adam, çoğu zaman hiçbir yere varamaz. Çünkü hayat, her gün ‘motivasyonun’ gelip kapını çalmadığı bir saha. Disiplin ise, motivasyonun olmadığı günlerde bile seni sahada tutan asıl kas.
Bak; sosyal medyada veya çevrende, her gün konuşup duran adamları görüyorsun. “Bugün içimden gelmedi”, “Daha zamanı var”, “Biraz ilham istiyorum”… Kardeşim, ilham gelen misafir gibidir: Ne zaman geleceği belli olmaz, genellikle de ihtiyaç duyduğunda ortalarda yoktur. Ama disiplin, evin anahtarı gibi: Her zaman cebinde, yanında taşıdığın bir güç.
Zeki bir adam farkı buradan koyar. İlham varken ileri gitmek güzeldir, ama asıl maskülen enerji, canı istemediği günlerden çıkartılır. Kas yapmak mı istiyorsun? O salona canın sıkkınken gittiğinde vücudun gelişir. İşte terfi mi istiyorsun? Kimse bakmazken fazladan çalıştığında fark edilirsin. Kadınlara daha çekici gelmek mi niyetin? Kendi disiplininden taviz vermezsen, enerji kendiliğinden taşar.
Disiplinin olmadığı bir yerde hiçbir alışkanlık yeşermez. Sabah kalkmayı, spor yapmayı, kitap okumayı, iş bitirmeyi motiva hissettiğin günlere bırakıyorsan; ortalama bir adamdan öteye gidemezsin. Çünkü herkesin içi bazen parlıyor, herkes bazen motive hissediyor. Fakat o azınlık var ya… Herkes yataktayken kalkıp işini bitiren, sıcağa-soğuğa rağmen sürdürenler… İşte onlar esas maskülen çizgiyi çeker.
Sosyal medyada başarı hikayeleri dinlediğinde, çoğu adam ilham peşinde. Özendiğin sporcular, iş insanları, sanatçılar… Hepsinin ortak noktası ne? Her gün muazzam ilhamla mı kalkıyorlar? Hayır. Çoğu gün canı istemiyor, ama disiplinle kalkıp işin başına geçiyorlar. Bir adamı, çocukluktan gerçek bir liderliğe taşıyan şey; işte bu her gün tekrar edebildiği irade.
Şunu unutma: Disiplin, özgürlüğü satın alır. Bugün zevklerine, anlık rahatlığına teslim olan adam; yarın sürekli başkalarına hesap verir hale gelir. Ama kendi disiplinini inşa eden, istediği hayatı kurar. Patronunu, sevgilini, toplumu memnun etmeye çalışmak yerine; kendi sözünle, kendi kurallarınla yaşarsın. Bu, gerçek güç.
Belki şöyle diyorsundur: ‘İçten motivasyonum yokken ne yapayım?’ Tam da burada ayrışıyorsun. Seninle beraber yola çıkanların çoğu, bir yerlerde yorulacak; bırakıp kenara çekilecek. Maskülen adam ise, yorulduğunda dahi durmaz. O gün az yapsa bile, çizgisini bozmaz. Çünkü bilir ki; alışkanlıkların değeri, zorlandığında belli olur.
İlham arayan adam, genellikle hayatı boyunca tesadüflere bel bağlar. Ama disipline yatırım yapan adam, hayatı boyunca istediği her şeye bir adım daha yaklaşır. Bu, ‘robot gibi yaşa’ anlamına gelmiyor. Tam tersine! Disiplinin sana özgürlüğü, huzuru, kendi gücünü verir. Şu an canın istemiyorsa bile kalkıp başladığında, birkaç dakika sonra kendine teşekkür edersin.
Şunu açık koy masaya: Hangi alanda gelişmek istiyorsan, önce istikrarı göster. Her gün aynaya bakıp şunu söyle: ‘Bugün ne kadar zor olsa da, harekete geçeceğim.’ Çünkü gerçek adamlık, şartlarını seçmeden yoluna devam edebilmekte gizli. İlhamla başlamak kolaydır; ama disiplinle bitirmek gerçek farkı yaratır.
Bugünden sonra kendine yeni bir kural koy: İlham gelmese de devam et. Çünkü senin gerçek gücün, içindeki disiplinle başlar; ve kimseye gösterme gereği olmadan yaşanır. Kimin kazandığını ise zaman gösterir: Disipliniyle yol alan her adam, sonunda istediği hayata ulaşır.
Unutma: Bugün harekete geçersen, yarın pişmanlık değil, gurur hissedersin. Disiplin olmadan hiçbir zirveye çıkılmaz.