Sabahları enerjin tükenmiş uyanıyorsun.
Telefonuna baktığında önce bir huzursuzluk kaplıyor içini.
Yine bir trip mi atılmış? Yine bir suçlama mı?
Yoksa seni test etmek için yapılan bir oyun daha mı?
Kanka, dürüst olalım.
Sen aşk yaşamıyorsun.
Sen hayatta kalmaya çalışıyorsun.
Ve adını koyalım: Bu ilişki toksik.
Ama sen hâlâ “belki düzelir” diyorsun.
Düzelmeyecek.
Çünkü toksik ilişkiler düzelmez, sadece alıştırır.
Kendine değil, acıya.
Bu kadın seni sürekli aşağılıyorsa,
İletişim yerine manipülasyon kullanıyorsa,
Seni senden soğutuyorsa,
Orada sevgi yok, kontrol var.
Sen “kadınımı korurum” diyorsun ama kendini koruyamıyorsun.
Çünkü duygusal şiddet, fizikselden daha sinsi.
Ve sen, fark etmeden onun seni yavaşça çökertmesine izin veriyorsun.
Toksik ilişkideki erkek genelde şunu yapar:
Susar, sineye çeker, “idare edeyim” der.
Ama unutma:
Bir kadın seni sevmiyorsa, saygı da duymuyordur.
Saygı yoksa, sen o evde kral değilsin.
Sığıntısın.
Peki ne yapacaksın?
- Gerçeği Kabul Et:
Bu aşk değil. Bu bağımlılık.
Sevgi, seni tüketmez.
Sevgi, seni yükseltir.
İlk adım: Kabul. - Kendini Suçlama:
Sana yaşatılanı hak etmiyorsun.
Erkek olmak, her şeyi sırtlamak demek değil.
Bazen gitmek, asıl gücü gösterir. - Net Ol, Çık:
Konuşarak, güzelce, “son bir şans”la çözülmeyecek bu iş.
Kökten, sert, net bir şekilde çıkacaksın.
Ve geri dönmeyeceksin.
Çünkü dönen her adam, biraz daha kırılır. - Destek Al, Sessiz Kalma:
Kendine anlatamadığın şeyi, yakın bir dostuna anlat.
Gerekirse bir uzmanla konuş.
Erkekler için duygusal yükler gizli depresyona dönüşür.
Bu yükü yalnız taşımak seni yıkar. - Yeniden İnşa Et:
Spora başla, stilini düzelt, hedef koy.
Kendine dön.
Çünkü maskülen enerjini geri kazandığında,
Hayatındaki hiçbir kadın seni yeniden köleleştiremeyecek.
Unutma:
Kadınlar seni sevmeden önce, sen kendini sevmelisin.
Ve bu sevgi, seni çürüten bir ilişkide mümkün değil.
Sen artık kurban değil, kurtarıcısın.
Kendinin.
Bahaneleri bırak.
Çık oradan.
Erkek gibi.