Bugün burada, dört duvar arasında kaldığında başını eğip düşünmeye başlayan adama sesleniyorum. Evinin köşesinde, sessizliğin içine saklandığında hayatı sorgulayan, kendini zaman zaman eksik hissettiğinde kaçıp gitmek isteyen adama… Sana net konuşacağım: Yalnızlıkla yüzleşmekten korkuyorsan, gücünü asla tamamlayamazsın.
Çevrede gördüğün adamların çoğu, ya kalabalıkta kaybolmaktan ya da yalnız kalınca görünmez olmaktan korkuyor. Çok kişiyle çevrili hayatlar, zayıflıkları örtmek için kurulu şovlar. Kaç adam var etrafında, gecenin bir yarısı telefonu elinden bırakmadan gerçekten huzur bulabilen? Yok. Çünkü çoğu adam yalnız kalınca kendini eksik hissediyor, tamamlanmamış, yarı kalmış hissediyor. İşte asıl yanılgı burada başlıyor.
Modern dünyada her şey sana “birlikte ol, kalabalık ol, paylaşmadan yaşamazsın” diye bağırıyor. Sosyal medya hesabında kaç takipçin olduğu, WhatsApp’ta kaç kişiyle konuştuğun sorgulanıyor. Biri aramıyorsa, kendini değersiz hissediyorsun. Tek başına bir kahveye oturduğunda, insanlar seni garip mi bulacak diye düşünüyorsun. Kanka, kimsenin seni düşündüğü yok. Sen bu düşüncelerle kendini küçültüyorsun.
Gerçek güç, yalnızken dahi zihnini ve kalbini yönetebilmektir. Herkes yanında varken, herkes alkışlarken güçlü görünmek kolay. Ama seni sen yapan, herkes dağıldığında hayatta kalabilmendir. O yüzden bugün sana soruyorum: Uzun bir gecede, sırf seni mutlu edecek biri olmadığı için mi karamsarsın? Yoksa yalnızken kendinle yüzleşmekten mi kaçıyorsun?
Kısa bir hayat itirafı: Ben de bir zamanlar yalnızlıktan korkardım. Sessizlik beni boğar, birilerini arardım. Sonra anladım ki, kendi başıma iyi hissetmiyorsam, kimseyle de gerçek bağ kuramam. Bir adam yalnızken kendini tanımazsa, kalabalıkta da sürekli savrulur. Sırf eksikliğini kapatmak için bir ilişkiye başlamak… O karşındaki kadının gözünde seni küçük gösterir. Maskülenlik, saklamak değil, yüzleşmektir. Açıkça anlatmak gerekirse: Yalnız kalmayı bilmeyen adam, ilişki de kuramaz; para da kazanamaz, iş de büyütemez.
Hayat modernleşiyor, ilişkiler düzensizleşiyor. Bir gün yanındakinin biri gidiyor, diğeri geliyor. Dostluklar menfaatle, işler hızlı tüketimle çürüyor. Kendine ait bir dünya kurmuyorsan, her fırtınada başka liman ararsın. Kendi rotanı çizmezsen, başkasının gemisinde kürekçi olursun.
Sosyal medya olaylarına gelince… Orada gördüğün adamlar yalnız olduklarını asla göstermezler. Otel odasından, loş ışık altında poz verip yanındakini ön plana çıkarırlar. Halbuki çoğunun gerçek dünyası, ekranı kapattığında başlar. Seni, başkalarının gösterişine bakıp kendini eksik hissettiğin için eleştirmiyorum. Kafayı karıştıran sistem bu. Ama unutma: Başkası seni yalnız gördüğü için küçümsemiyor, sen kendi başına duramadığın için küçülüyorsun.
Hayatının her alanında yalnızlık, sana gerçek karakterini gösterir. İşten eve döndüğünde, etrafta kimse yoksa, rakibini bulmuş olursun: Kendin. Bir adam yalnızlıkta büyür. Çünkü kendi sınırlarını, korkularını, isteklerini orada keşfeder. O zaman derinleşmeye, netleşmeye başlarsın.
Biraz basit çözümler… Yalnızkalmanın gücünü kullanmak istiyorsan, öncelikle şu 3 adımı unutma:
1. Yalnız olduğun anlarda telefonunu kapat. Sırf ‘birileriyle zaman geçiriyorum’ havası vermek için uygulamalarda zaman tüketme. O anı hisset.
2. Kendi kendine sorular sor: Ben neyi seviyorum? Ben neden mutsuzum? Hangi korkum beni ileri gitmekten alıkoyuyor? Cevaplar net gelmese de, aradığın sürece bir gün yolunu bulursun.
3. Kendi hedeflerin için hareket et. Sırf başkalarının onayını almak için değil, kendini büyütmek ve eksik taraflarını tamamlamak için bir şeyler yap. Spor mu yapmak istiyorsun? Yalnız başla. Kitap mı okuyacaksın? Tek başına oku. Her eylemin ‘ben buyum’ diyebileceğin temelleri sağlam olsun.
Yalnız kalabilen adam, istediğinde kalabalığı da yönetir. Çünkü ihtiyaçtan değil, isteyerek bir arada olur. Ne bir kadının gölgesinde, ne bir arkadaş grubunun yedeğinde yaşar. Gerçekten çekici ve etkileyici olan adam, “birçok insan benimle olsun” demeyen adamdır. Hissettirdiği enerji, başkalarına bağımlı olmadan, kendinden taşan adamdır.
Sonunda sana şunu söylemek istiyorum: Hayatta en büyük saygıyı, yalnız kalabilen adam hak eder. Çünkü kendini tanıyan adam, kaybetmekten korkmaz. Kaybetmekten korkmayan adam da, hayatı gerçekten kazanır.
Bugün kendine bir söz ver: Kalabalığın değil, kendi iç sesinin peşinden git. Çünkü erkek adam, yalnızlığıyla kavga etmez; barışır, güç olur, yol açar. Ve bir gün, yalnızlığını sevebildiğinde, dünyada kaybedecek hiçbir şeyin kalmaz.
Unutma: Kendi yolunu yalnız çizemeyen, başkasının yolunda hep misafir kalır. Artık misafirlik bitiyor. Direksiyona geç ve en gerçek rotayı çiz.
