Neden Her Erkek Kendi Ekonomik Bağımsızlığını Kurmalı?

Hayatın gerçeklerini konuşalım. Erkek olmak, sadece kas göstermek, işte başarılı olmak ya da ilişkilerde güçlü görünmek değildir. Asıl mesele: Kendi ayaklarının üstünde durabiliyor musun? Kendi paranı kazanıyor, kendi masrafını karşılıyor musun? Yoksa el âlemden, kadından, aileden destek bekliyor musun?

Çocukken önemli değildi. Faturaları baban öderdi, çıkarsın cebinden harçlığını koyardı. Ama adam olduğunda mesele değişiyor. Çünkü ekonomik bağımsızlık, bir erkeğin özgürlüğüdür. Özgürlüğünü parasıyla satın alan adam, hem karakterini korur hem de hayatında kimseye mahkûm olmaz.

Çoğu erkek bunun farkında değil. Bir ilişkide kadının gözündeki değerin, bankadaki paran kadar demek değil tabii. Ama cebinde paran yoksa; ilişki de seninle oynanacak bir oyuna döner. Kadın özgüvenini hisseder; sen ise tedirgin, yetersiz ve çekingen dolaşırsın. Kimse itiraf etmez ama cebindeki para, ses tonunu bile değiştirir.

Sosyal medyada sürekli ‘kraliçesine yatırım yapan erkek’ muhabbeti döner. Doğru: Kadınına değer vereceksin. Ama en başta kendi değerini finansal anlamda kuracaksın. “Paranın önemi yok, aşk yeter” diyen adam; ya çok zengindir ya da kendine bakmayan adamdır. Çünkü parası olmayan erkek, kendi isteklerinden bile vazgeçer.

Kimseye hesap vermek istemiyorsan, ilk hesabın banka hesabı olacak. Kendi paranı kazanman demek, kimseyle çıkar-pazarlığına oturmaman demek. Ailenle para yüzünden tartışmıyorsun, arkadaşlarından borç istemiyorsun, kadının gözünde sağlam bir duruşun var.

Kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmadıysan; maskülen duruşun, teori olarak havada kalır. Bir kadın seni çekici bulabilir ama bağımsızlığın yoksa bir noktadan sonra seni lider olarak görmez. Neden? Çünkü liderlik, kaynak yönetimiyle başlar. Bugün cebinde on lira kalmasa, ne hissedersin? O güvensizliği, kadına veya hayata yansıtırsın.

Modern dünyada erkeklerin eli zayıfladı. Zamlar arttı, giderler çoğaldı, iş bulmak zorlaştı. Ama bahaneyle yol alan adam, yolda kalır. Ticarete mi gireceksin? Freelance iş mi yapacaksın? Fark etmez ama kendi kazancın olmadan, başkalarının kararına bağımlı kalırsın. O zaman ilişkide de, dostlukta da, ailede de diz çökmek zorunda kalırsın. Çünkü paran yoksa sözün de kısa kalır.

Parayı hayatın merkezi yap demiyorum ama eksikliğini de görmezden gelme. Bir erkeğin kendi para akışını yönetmesi; saygınlığı, karizması, özgüveni ve ilişkileriyle doğrudan bağlıdır. Herkes yatırım tavsiyesi verir, ama esas yatırım insanın kendisine yaptığıdır.

Okuduğun her para makalesinde yatırım araçları konuşulur. Borsadır, kripto paradır, emlaktır… Oysa en sağlam yatırım, mesleğinde ustalaşmak, birikim yapmak ve gelirini çeşitlendirmektir. Her ay kenara küçük de olsa bir para at. Acil durum fonun olsun. İşini sevmesen de, ona değer katacak bir beceri öğren. Gece kulübünde hesap ödenecek diye tedirgin olan adam, maskülenliğini oracıkta bırakır. Ama “benim cebim sağlam” diyen adam, her ortamda rahat konuşur, çünkü birine muhtaç olmadığını bilir.

Hayat motive eden sloganlarla yürümüyor. Gerçek şu ki; ekonomik bağımsızlığın yoksa, görüşlerin bile havada kalır. Bugün, yarın ya da on sene sonra… Kendi ayakların üzerinde durmadıkça, başka hayatların figüranı olmaya mahkûmsun.

Şimdi kendine sor: Bugün işini, imkanını kaybetsen; ne kadar idare edebilirsin? “İlk fırtınada yıkılırım” diyorsan, daha çok yolun var demektir. Ama cebinde en az birkaç aylık birikimin, hayata karşı dik durabilen bir bakışın varsa; işte asıl erkeklik orada başlar.

Unutma:
Özgürlük, başkasının kararlarına değil; kendi kazancına sahip olmaktan geçer.
Harekete geç. Kendi paranı, kendi hayatını kur. Çünkü gerçek erkek, kendi ekonomik kalesini kendi inşa eder.

En Önemli Haberlerden Haberdar Olun

"Abone Ol" butonuna tıklayarak, Gizlilik Politikamızı ve Kullanım Şartlarımızı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylamış olursunuz.
Yorum Ekle Yorum Ekle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous Post

Erkeklikte Reaksiyon Vermek: Neden Her Şeye Sessiz Kalmak Kaybettirir?

Next Post

Modern Dünyada Maskülen Durmak: Zayıf Görünmeden Duygusal Açıklık Mümkün mü?